Yaz yaklaşırken hem ruhunuza hem de vücudunuza dokunmak istersiniz! Küçük değişiklikler ile bunu yapmak mümkün. Beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirmelisiniz. Yalnızca kilo vermek için değil… Güç, istikrar ve huzur için de gereklidir!
Zorlayıcı diyetlere ve süreksiz tahlillere son vererek sürdürülebilir bir rutine geçiş yapmak isteyenler buraya! Kolay lakin tesirli teklifler ile sağlıklı ömür üslubuna geçebilir ve farkındalık geliştirebilirsiniz. Gelin, birlikte vücudunuza ve zihninize uygun gelecek tekliflere bakalım!
1. Yemeklerinizi diğerlerine hazırlıyormuş üzere planlayın.
Kulağa enteresan geliyor olabilir ancak epey tesirli bir yöntem! Tabağı hazırlarken diğer birine yağlı ve sistemsiz bir formda sunmazdınız, değil mi? Bu bakış açısı sayesinde daha ihtimamlı ve istikrarlı seçimlere yönelebilirsiniz. Kendine uygun bakmanın birinci adımı kendine kıymet vermektir!
2. Haftada bir öğününüzü büsbütün yeşilliğe ayırın.
Yeşillik bol! Brokoli, kabak, ıspanak, yeşil mercimek, roka, avokado… Say say bitmiyor. Yeşil renk sayesinde vücudunuz arınır ve temizlenir. Haliyle gücünüz yükselir. Haftada bir öğününüzü büsbütün yeşil yiyeceklerle geçirirseniz bağırsaklarınız da dayanak olursunuz.
3. Yemek günlüğü tutmayı deneyin.
Ne yediğini fark etmen gerekir! Neyi ne kadar yediğini görmeden kör bir halde ilerlersen uzun vadede sıhhatiniz olumsuz etkilenebilir. Her öğün sonrası kısa kısa ne yendiği ve nasıl hissedildiği not alınabilir. Böylelikle farkındalığınız artar ve değişime nereden başlamanız gerektiğini görürsünüz!
4. Buzdolabınızı motive edici bir hale getirin.
Dolabı açtığınız vakit size dayanak olacak şeylerle müsabakanız gerekiyor! Sağlıklı kararlarınızı hatırlatacak küçük notlar tatlı olabilir. Kendinizi nazikçe yönlendirebilmelisiniz! Tıpkı vakitte göz önünde olan besinleri daha sık tüketirsiniz. Bu yüzden meyve ve sebzelerin daha görünür yerlere konulması kıymetli…
5. Tatlı krizleriniz için alternatif bir liste hazırlayın.
Tatlı isteğinizi bastırmanız güç değil! Çikolata ve pastaya yönelmek yerine sağlıklı alternatiflere bakabilirsiniz. Hurma ve fındık, muzlu yoğurt, fırınlanmış elma… Seçenekleriniz az değil. Bu yüzden anlık heves geldiğinde çabucak başınızda oluşturduğunuz tanımlara yönelin. Kendinizi zorlamadan değişebilirsiniz.
6. Ortamınızı güzelleştirmeyi unutmayın.
Yemek yemenin yalnızca fizikî bir aktivite olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Birebir vakitte zihinsel ve duygusal bir harekettir. Kendi kıymetinizi bilerek keyifli ortamlar oluşturmayı unutmayın. Hem yeme suratınızı azaltırsınız hem de tokluğunuzu daha kolay bir formda fark edebilirsiniz. Sevdiğiniz bir müzik, mum, tatlı bir tabak…
7. Her hafta yeni bir zerzevat keşfedin.
Brokoliden sıkıldınız mı? Pazı, enginar, şalgam… Her hafta mutfağınıza yesyeni bir zerzevat sokabilirsiniz. Çeşitliliği artırarak bedeninize farklı vitaminler girmesini sağlayabilirsiniz. Tıpkı vakitte yemeğe olan ilginiz de canlı kalır!
8. İşlenmemiş besin gününüz olsun.
Kahvaltıdan tutun akşam yemeğine kadar tüm öğünlerinizi yalnızca dopal ve paketlenmemiş besinlerden oluşturmayı deneyebilirsiniz! Sindriminizi rahatlatmak, şişkinliğinizi azaltmak ve gücünüzü yükseltmek istiyorsanız kesin denemelisiniz. Pak beslenme fikrine alışmak için kusursuz bir başlangıç olabilir.
9. Tat alma duyunuzu eğitin.
Tuz, şeker ve yağ kullanımı fazla olduğu vakit tat alma duyusu da körelir. Bu yüzden kolay ve doğal tatlara yönelmeniz gerekiyor. Başta güç gelebilir… Lakin vakitle damak tadınız dönüşecek! Tatların daha net gelmeye başladığını göreceksiniz. Sağlıklı tercihler yapmanız da kolaylaşacaktır.
10. Duygusal açlığınızı fark etmeye çalışın.
Gerçek açlık ile duygusal açlığınızı ayırt edebilmelisiniz. Gerilimli ve canınız sıkkın olduğu vakitler hislerle baş etmek için yemeğe yönelebilirsiniz. Bunu fark etmeniz birinci adım! Karnınızın mı yoksa ruhunuzum mu aç olduğunu kendinize sorun. Ruhunuz aç ise yürüyüş yapmak, nefes almak ya da birileri ile konuşmak uygun gelecektir.
