Türk pop müziğinin efsane üçlüsü İzel, Çelik ve Ercan’ı kesinlikle tanıyorsunuzdur. O unutulmaz “Kızımız Olacaktı” müziğinin arkasında yürek burkan bir kıssa yatıyormuş. Müziğin kelam müellifi Çelik, yaşadığı gerçek bir olaydan esinlenmiş; İzel ise gözyaşları içinde okumuş. Oysaki yıllar sonra katıldıkları bir programda herkesi derinden etkileyen öyküsünü anlatmışlar.
Gelin o kıssasına birlikte bakalım.
90’lar deyince akla gelen o efsane üçlüden bahsediyoruz: İzel-Çelik-Ercan.
Müzik dünyasında adeta bir fırtına üzere esmiş, çıktıkları her program, söyledikleri her müzikle gönüllerde taht kurmuşlardı. O devrin gençleri onların müzikleriyle âşık oldu, onlarla hüzünlendi, onlarla eğlendi.
“Özledim”, “Dönmelisin”, “Ara Ara” üzere hit modülleri hâlâ lisanlarda.
Üçü bir ortaya geldiğinde farklı bir güç doğuyordu. Herkesin hayranlıkla izlediği bu küme, 1991 yılında bir ortaya geldi ve kısa müddette Türkiye’nin en sevilen müzik kümelerinden biri oldu.
Ama her hoş şeyin bir sonu var…
Grup, 1992 yılında yollarını ayırdı. Bu ayrılık müzikseverleri üzse de her bir üye kendi solo mesleğinde de başarılı oldu. Lakin hangimiz “Kızımız Olacaktı” müziğini duyduğunda İzel’in o kırılgan ses tonunu ve o sözlerdeki hüznü hissetmedi ki?
İşte o müziğin oysaki bir öyküsü varmış!
Şarkıyı söyleyen İzel lakin yazan Çelik. Yıllar sonra Kanal D ekranlarında yayınlanan Müzikler Bizi Söyler programına konuk olan İzel, Çelik ve Ercan, yıllar sonra tekrar bir ortaya geldi ve sohbet esnasında “Kızımız Olacaktı” müziğinin öyküsünü anlattı.
Söz ve müziği Çelik’e ilişkin olan bu kesimin gerisinde aslında epey hüzünlü bir olay yatıyormuş.
Çelik, bir turne sırasında, şimdi doğmamış kız bebekleri için kırmızı bir patik almış. Bu patikleri hatta yakın arkadaşı İzel’le birlikte seçmişler. Lakin ne yazık ki o bebek dünyaya gelmemiş. Büyük bir acı yaşayan Çelik, o küçük kırmızı patiği meskeninin duvarına asmış. Her gün ona bakarak içini dökmüş… Ve bir gün, gözyaşları içinde yazmış o kelamları.
İzel, bu şarkıyı birinci defa okurken ağlamaktan duramamış.
Hatta kayıtta orta vermek zorunda kalmış. O derin acıyı öylesine hissetmiş ki, her dinleyen o duyguyu iliklerine kadar yaşamış.
İşte böyle… O şarkıyı artık bir daha tıpkı formda dinleyemeyeceğiz…
