Şarkılarıyla kalbimizi delik deşik eden, aşk acılarımıza tercüman olan Yıldız Tilbe, hissettiğini iliklerine kadar yaşayıp müziklerine döken bir sanatçı. Her kelamıyla içimize işleyen Tilbe’nin “Ama Evlisin” müziği da o en can acıtanlardan biri. Pekala bu müziğin arkasındaki gerçek öyküyü biliyor musunuz? Oysaki yıllar evvel evli bir adama aşık olan Yıldız Tilbe, yaşadığı bu yasak aşkı notalara dökmüş. Şarkının sözleri şahsen Tilbe’ye ilişkin ve bu husus hakkında verdiği açıklamalar ise yürek burkacak cinsten.
Gelin, “Ama Evlisin”in içimizi dağlayan öyküsüne birlikte bakalım…
Deli dolu halleri, dansları, o kimsede olmayan sesi ve kendine has büyüsüyle Yıldız Tilbe’yi kesinlikle tanıyorsunuzdur.
Bir kez dinlediniz mi tesirinden kurtulmak zor… Onun müzikleri, aşkın en hoş lakin birebir vakitte en kanatan halini anlatır. “Aşk Laftan Anlamaz Ki”, “Dillere Destan”, “Çabuk Olalım Aşkım”, “Vazgeçtim” üzere modülleriyle kaç sefer iç çektik, sayamadık bile. “Bazılarının acı olarak vefatın işinden döndüğüm noktasında yazıyorum kimilerini. O kadar acı çekiyorum, onları çabucak çöpe atıyorum. Zira yani dayanamazlar diye düşünüyorum. Zira o kadar acı çekiyorum ki.” demişti bir açıklamasında.
Şarkılarının neredeyse hepsinin bir kıssası var. “Ama Evlisin” müziği ise en acısı.
Sözleri Yıldız Tilbe’ye ilişkin olan bu şarkısıyı biraz hatırlatalım size evvel:
‘Ama evlisin, benim değilsin Yıllar evvel nerdeydin? çok geciktik sevgilimSevemedim seni, öpemedim seni Konuşamadım, sarılamadın Lakin çok sevdim, hergün düşündüm Nasıl istedim seni, bilemezsin sen Konuşmayı isterdim, saatlerce günlerce Dokunmayı isterdim, ellerine yüzüne Uzanmayı isterdim, birebir yastığa senle Bitirmeyi isterdim, hayatımı seninle’
Bu müziğin ilham kaynağı o denli sıradan bir his değil…
Yıldız Tilbe, yıllar evvel yaşadığı bir aşkı unutamadığını tekraren lisana getirmişti. Lakin bu aşkın başkalarından farkı, onun yasak bir aşk olması. 2002 yılında bir röportajında anlattığına nazaran Tilbe, evli bir adama aşık olduğunu sonradan öğrenmiş.
Ve bu aşk onu o kadar derinden sarsmış ki, hastanelik olmuş. Kendi kelamlarıyla:
“Aşık oldum, adam evli çıktı, benim değildi. Çok üzüldüm. Ölüyordum. Latife değil! Onu düşündüğüm vakit içimde bir şey vardı büyüyordu, hissediyordum. Bir gittim hasta çıktım. Hastaneye yattım, düşünmemeye çalıştım. Sonra adamı unuttum, rahatladım Allah’ıma bin şükür. Aşık oldum mu, çok derin yaşıyorum aşkı. Tekrar o denli sevebilirim. Lakin kimseyi o denli sevmek istemiyorum.”
Yalnızca bu da değil…
Aynı açıklamasında yaşadığı aşk acısının fizikî tesirlerini de şu sözlerle anlatmıştı:
“Bir vakit çok aşıktım. Hatta o kadar makûs oldum ki… Hasta oldum yani, ameliyatlar oldum. Birtakım organlarımı aldılar. Aşktan mı? Olağan ki aşktan. O periyot işte yaptığım müziklerin ortasında ‘Çabuk Olalım Aşkım’ var, ‘Ama Evlisin’ falan filan… Hepsi o periyoda ilişkin. İki tane müzik daha yaptım. Yazarken şey oldum bu türlü kalbim bu türlü durma noktasına geldi. O kadar berbat oldum ki. Ben dedim bu yaşta bu acıyı çekiyorsam beşerler intihar eder yani gençler sahiden. Ezberlemeyeyim diye tekrar okumadım bile. Çabucak yırttım attım. ”
O devirlerde Yıldız Tilbe’nin büyük aşk yaşadığı kişinin kim olduğu da çok konuşulmuştu.
İddialara nazaran bu kişi, fotoğrafçı Ali Eşitmez idi. Natürel bu yalnızca bir sav olarak kaldı. Hiçbir vakit bu şarkıyı kime yazdığını söylemedi…
