6 Şubat zelzelesinin akabinde ailesinden 11 kişiyi kaybeden Uğur Aslan, çocuklarını birkaç gün öncesinden Hatay’dan İstanbul’a getirdiğini ve böylelikle büyük bir faciadan kurtulduklarını açıkladı. Posta’ya verdiği röportajında Aslan, çocuklarının kaldığı meskende sobanın devrilip yangın çıktığını, içini rahatlatamayan bu olayın hayatındaki en büyük kırılma noktası olduğunu söyledi. “O biletleri almasaydım çocuklarım şu an hayatta olmayabilirdi” diyen Aslan, yaşadığı travmayı ve içinden çıkamadığı hisleri tüm açıklığıyla paylaştı.
İşte detaylar…
Kaynak: https://www.posta.com.tr/galeri/ugur-…
Kanal D’nin fenomen dizisi Yargı’da canlandırdığı ‘Eren Komiser’ karakteriyle geniş bir hayran kitlesine ulaşan Uğur Aslan’ı kesinlikle tanıyorsunuzdur.
Fakat onu asıl gündeme taşıyan şey son açıklamaları oldu. Zira halbuki 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli büyük zelzele öncesinde çocukları Hatay’daymış ve son anda aldığı bir kararla onları İstanbul’a getirmiş.
Uğur Aslan, zelzeleden sadece iki gün evvel ‘Yargı’ setine giderken otomobilde radyo açtığını söylüyor. Olağanda asla radyo dinlemediğini belirten oyuncu, o gün duyduğu bir hava durumu ikazından etkilenerek çocuklarının uçak biletlerini alıyor. Eşi Sema Ergenekon ve ablası bu kararı gereksiz bulsa da, Aslan içindeki huzursuzlukla hareket edip çocukları İstanbul’a getiriyor. Ve sonraki gün, yani 6 Şubat sabahı saat 04.17’de büyük sarsıntı yaşanıyor.
Asıl çarpıcı olan ise ablasının verdiği bilgi: Zelzele anında soba çocukların yerde uyuduğu noktaya devrilmiş ve yangın çıkmış.
Uğur Aslan bu durumu anlatırken “Ablam daha sonra “İyi ki götürmüşsün, soba onların yattığı yerde devrilmiş ve yangın oradan başlamış” dedi. Bu, hayatımın en büyük imtihanıydı. Hâlâ orada olsalardı niyetini aklımdan atamıyorum. Bu, büyük bir travma…” diyor.
Deprem sabahı saat 04.30’da çalan bir telefonla uyandığını söyleyen Aslan, ‘O saatte araması esasen olağandışı, bir şey olduğunu anladım lakin bu kadarını beklemiyordum. Telefonu açtım, gelen ses şu: “Amca yalvarırım, yardım et. Enkaz altındayım, çıkamıyorum. Her yer yıkıldı.” Şok oldum, güya bir kâbusun içindeydim. Büyük bir çaresizlikti.’ diyor ve ailesinden 11 kişiyi kaybettiğini de ekliyor.
“Kadere çok inanırım.” diyen Aslan, o gün aldığı o ‘anlamsız üzere görünen’ kararın bir ilahi müdahale olduğunu düşünüyor.
Çünkü kendisi olağanda bu kadar ısrarcı biri değil. Ancak o gün içindeki ses susmamış, çocuklarını alıp İstanbul’a getirmiş. “Belki de bana o inadı yaptıran şey yazgıydı.” diyor.
Deprem sonrası Hatay’a giden Uğur Aslan, enkazı, kayıpları ve yaşadığı çaresizliği unutamıyor. “İlk gittiğim yer yeğenimi kaybettiğimiz enkazdı.” diyor ve ekliyor: “Bazı yakınlarımıza günlerce ulaşamadık. Hayatımın en güç anlarıydı.”
Tüm yaşadıkları Aslan’ın omzunda hâlâ bir yük. “Bu büyük bir travma” diye konuşuyor. Birebir vakitte zelzelenin insanlığa verdiği dersi de şöyle özetliyor: “Hiçbir şeyin sahibi değiliz. Tabiatın boğazına tıktığımız her şeyi, tabiat bir gün hızımıza tükürüyor.”
Bu güç vakitlerde en büyük destekçisi ise eşi Sema Ergenekon.
İkilinin aşkı üniversitede başlamış. Aslan’ın itirafına nazaran, birinci tanıştıklarında Sema Ergenekon’un yanına elinde bir poşet cipsle gidip, “Cips yer misin?” demiş.
‘Fakültede tanıştık. Birinci görüşte etkilendim. Elimde cipsle yanına gittim, “Cips yer misin?” dedim. Çiçek vermek yerine cipsle yaklaştım. (Gülüyor) Sema çok güzel bir insandır. Hayattaki en büyük bahtım.’
